Aile Şirketlerinin Sürekliğini Etkileyen İçsel Faktörler – Kurucu Lider Anlayışı

Aile Şirketlerinin Sürekliğini Etkileyen İçsel Faktörler

Kurucu Lider Anlayışı

Pek çok araştırma aile şirketlerinin ömrünün yaklaşık 24 yıl olduğunu ifade etmektedir. Bu sayı, yaklaşık dahi olsa, birçok şirkette benzerlik göstermektedir ama şirketlerle ya da pazarla alakası yoktur; bu sayı, kurucu-yöneticilerin şirketin başında geçirdiği yaklaşık süreye denk gelmektedir (ATEŞ, 2003)

“Benim tabirimle patronlar ‘Hem her şey kurumsal olsun, hem de en son benim dediğim olsun’ anlayışı içinde olabiliyorlar. Bu da aile dışı yöneticilerde değersizlik hissi, yapılan çalışmaların anlamsızlığı, alınan kararı benimsememe ve uygulamada sahiplenmeme gibi sorunlar ortaya çıkarıyor.” Salim Güneş

Ne oluyor da kurucu yönetici gider gitmez aile şirketleri yokuş aşağı gitmeye başlıyor ise bambaşka bir soru. Pek çok aile şirketi sahibi (Çoğunluğu 2. Nesil ve kurucu-yönetici olan bir grupta) aile şirketi ile ilgili onları en çok mutlu eden durumun, yeniliklerle karşılaşmak ve şirketin zorluklarıyla baş etmekten ortaya çıktığını söylüyor. Yani aileye bakmak, ailenin geleceğini garanti altına almak gibi öncelikli kuruluş sebepleri, iş hayatının tatmini hissedilince ikinci plana düşüyor. Bir kurucu yöneticinin, şirketi devretme sürecini “kafama silah dayamışlar gibi hissediyorum” diye açıklamasından sonra, artık kolayca anlaşılıyor ki şirketleri çocuklara, yeğenlere, hatta onlar adına daha da korkuncu olan, aile dışı yöneticiye bırakmak istemiyorlar. Buradaki kritik nokta, kurucu yöneticinin liderliği, idealleri, kişiliği, vizyonu ile kurulan ve aile olma avantajları ile güçlenen bir şirketin, tek bir kişinin bu özelliklerine bağlı kalması.

Üçüncü kuşağa ulaşmayan şirketler arasında yapılan bir araştırmada ortak problemlerin kısa vadeli planlama ya da yanlış gelecek planlama, tek adam anlayışı, yabancılaşmadan korkma, tutuculuk ve aile dışı uzmanlardan faydalanmama vardır. Bütün bu ortak sorunların birleştiği nokta ise kurucunun kendi vizyonunu sürdürmek için hem kendisi hem de ailesine karşı daha korumacı olması ve daha kapalı bir kültür yaratması olarak yorumlanabilir. Ayrıca, ilerde değineceğimiz, şirketi ekonomik bir organizasyon yerine, kişiliğin temsiliyeti olarak görmek de ‘tek adam’ fenomeni içerisinde, kurucu anne babaya odaklı çalışmanın bir sonucu olabilir.

 

Aile Şirketleri ve Profesyonel Yöneticiler – İnci Özkul

ISBN: 978-975-286-509-9

© İnci Gülsün Özkul Yönetim ve İnsan Kaynakları Danışmanlığı 2016

Listeye geri dön